17 Ağustos 2015

Kesikköprü Baraj Gölü ve Beynam Ormanları


 Ağustos ayı hala Temmuz kadar sıcak, pazar günü klasiği pikniklerimiz devam ediyor ve tabi ki yeni keşifler de...

Ankara'ya yaklaşık 70 km uzaklıkta, Gölbaşı'ından Bala yoluna dönülür, Beynam Ormanları tabelası takip edilebilir ve Kesikköprü baraj gölüne ulaşılır. 

Nette yapacağınız araştırmalarda burayla ilgili güzel yorumlarla karşılaşabilirsiniz. Yüzülebilir, dalış, sörf yapılabilir, belediyeye ait tesis bulunur, büfe vb. hizmet vermektedir gibi açıklamalar yazar burayla ilgili ve siz de bunlara güvenip yola çıkarsınız ama umarım bu paylaşımımı okumadan değil...







Bala'ya doğru döndükten bir süre sonra insanın içinde bir şüphe uyanmaya başlıyor. "Bu kupkuru, sapsarı, kel düzlüğün arasında mı piknik yeri acaba?" diye düşünmeye başlıyor insan. Bir kaç ağaç topluluğu görünce bir an hevesleniyor ama sonra geçiyor.

 Neyse, döndük kesikköprü mahallesine, saptık iki sokak ve geldik baraj gölüne. Çok geç bir saat değildi, öğleye doğru vardık, insanlar yüzmek için çoktan gelmişler. yüzmek dediysem öyle sahil, plaj falan gelmesin aklınıza. 
Kıyıdan kenardan, sazlıkların, yosunların arasından giriyor işte insanlar suya. Üst baş ne varsa, kıyafet,şalvar falan girmeyeyim hiç o konuya. Unutmadan yazayım, mahallede bir bakkal var, hani eksik bir şeyiniz olursa ancak oradan alırsınız, tabi bulabilirseniz aradığınızı.

İlk adımda anlaşıldı ki düzgün bir yerde oturmak için çok erken saatte gelmek lazım, çünkü deniz olmayan memleketin insanı yüzülebilir su bulunca erkenden damlamış buralara. Bir de oturmak dediysem öyle bank, çardak vb. yok. Sereceksiniz örtüleri, kilimleri yerde takılacaksınız, karıncalardan kaçabilirseniz. 

Çeşme tek tük, akanı var akmayanı var, belediyeye ait bir tesis var ama yukarıda, gölden bağımsız ve anladığım kadarıyla evet sadece belediyeye ait. Büfe var, doğru, duruyor orada öylece, terk edilmiş, tek göze çarpan içki şişeleri, kasasıyla ve en tarifsiz olanı wc yok, kendine güvenmeyen gitmesin kısaca. Daha ilerlerde iskelemsi birşey var, kendince bir mekan açmış amca, masa sandalye kiralıyor 10 TL'ye, tercih edilebilir ama wc durumu değişmiyor.



Biz ne yaptık peki gelelim konuya...
Yağmur kıpırdanmaya başladı başlayalı piknikte onun için battaniye, kilim getiririz yanımızda. Eşim yerde oturamaz kesinlikle, bu pikniği de zaten mangalın başında geçirdi, yoruldukça da büyük bir taşın üstünde dinlendi. Karıncalar için torpidoda duran parfümünü feda edip serdiğimiz örtüyü boydan boya kimyasala boğdu. İşe yaradı mı? Evet. Aklınızda olsun.

Buradan da belediyeye sesleniyorum, böyle güzel bir yeri, bu kadar bakımsız bırakmak olmamış. Duyarlı bir çalışmayla Ankara'nın yeni gözdesi haline gelebilecek bir yer, kendi haline terk edilmiş sanki. Acilen konuyla ilgilenilmeli.



Yağmur sultan her zamanki gibi çok eğlendi, biz de onun eğlenmesiyle mutlu olduk. Bir daha ki sefere salıncak kurma sözü aldık babamızdan. 
Piknik ortamın kalabalıklaşması ve arabanın birinden gelen müzik sesiyle birbirimizi duyamaz hale gelişimizle son buldu. Yol üstünde bir keşif daha bekliyordu bizi...



Beynam Ormanları ilk defa bu hafta duyduğumuz bir yer, kendimize şaşırdım. Dönüş yolunda, fazla denemeyecek kadar bir yokuş tırmandıktan sonra, sık çam ağaçlarıyla kaplı bir ormanda buluyorsunuz kendinizi.
Burayı görünce tekrar oturup piknik yapma isteği duyduk gerçekten, hava tertemiz, ortam nezih, sessiz, herkes kendi halinde, banklar mevcut. Detaya giremedim ama diğer imkanlar da vardır diye umuyorum. Aklımıza not ettik bir hafta sonu Beynam'a rezerve edildi.





NOT: 3 yılımızı doldurup 4. yıldan ay aldık bugün :) 
Allah'ım herkesin evine böyle huzur, mutluluk versin...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder